Kısa tarih

short history

Dünyadaki uygarlıkların merkezlerinden dik yamaçlı Kafkas Dağları, uçsuz bucaksız Hazar Denizi ve Kara Deniz ve Büyük Bozkırlar ile ayrılan Kuzey Kafkasya insanlık tarihinin ilk dönemlerinde antik kültürün en parlak merkezlerinden biri olmuştur.

Uygun iklimi, doğal kaynakları ve bereketli toprakları, ilk ilkel ekonomilerin oluşumunu ve gelişimin için tüm koşullarını sağlamıştır. Bu bölgede erken demir çağı, Mezapotamya ve Kuzey Irak ile aynı dönemde, milattan önce 6 bin yıllarında başlamıştır.

Adını Adığey Cumhuriyeti başkenti Maykop’ta bulunan en zengin kurgandan (gömüt) alan Erken Bronz Çağı Maykop Kültürü Kuzey Kafkasya’nın hemen hemen tüm bölgelerine –Kuzeybatıdaki Taman yarım adasından Güneydoğudaki Dağıstan'a kadar- yayılmıştı. Maykop Kültürü, tüm Avrupa ve Avrasya Bronz Çağının en muhteşem kültürünü temsil eder. Bronz Çağın bitiminden sonra M.Ö. 2000’in sonunda Kuzey Kafkasya metal üretiminde en büyük merkezi halini almıştır.

Bronz eserlerindeki çarpıcı sanatı ile ününü duyuran özgün Kuban Kültürü Kafkas Dağlarında ve kuzey yamaçlarında doğmuştur. Yerel silahlar ve aletlerin zengin çeşitliliği arasında Transkafkasya ve Yakın Doğu modellerini ayırdetmek hiç de güç değildir. Bu durum Kuban kabileleri ile Transkafkasya ve Yakın Doğu ülkeleri arasındaki yakın ekonomik ve kültürel ilişkileri işaret etmektedir.

M.Ö. 1000 yıllarında Çerkes halklarının ataları olan Meotlar, Sindler, Akhaylar, Zikhler ve diğer Kuzey Kafkasya kabilelerinin isimleri ile karşılaşılmaktadır. Yunan ve Roma kaynaklarında hepsi topluca Meot olarak tanımlanan bu topluluklar, Kara Deniz'in doğu kıyıları ile Azak Denizi ve Kuban Vadisine kadar yayılmışlardı.

M.Ö. 5. yüzyılda Meotik kabilelerden Sindlerin ülkesinde zenaat ve ticaret merkezi olan şehirlerin oluşumu ve gelişimi gözlenmiştir. Sindlerde sınıfların ve devletlerin oluşumunu Yunanlılarla iletişimleri hızlandırmıştı. M.Ö. 5. yüzyılın sonunda Sindika güçlü bir kraliyet halini aldı. Sindler antik Yunanlılarla, özelikle de Atinalılarla, ticari ve kültürel açıdan yakın ilişkiler kurmuş, hatta olimpiyatlara katılmışlardır. Kafkas Dağlarında zincire vurulan Prometheus efsanesi, Kafkas ve Yunan kabileleri arasındaki yakın kültürel bağları göstermektedir.

M.S. 6. ve 8. yüzyıllar arasında Kuzeybatı Kafkasya kabileleleri Zikhler etrafında toplanarak birleşmiş ve Adığe halkını oluşturmuşlardır. Abhazya Krallığı'nın 10. yüzyılda kurulması ile Abhazya'daki tüm kabile ve boyların (Apsiller, Abazgiler, Sanigler, vb) Abhaz halkı olarak bütünleşmesi sağlanmıştır.

Bizanslıların etkisi ile kıyı bölgesinde yaşayan Çerkesler 6. yüzyılda hristiyan olmuştur. Hristiyanlık etkisini 15. yüzyılda -1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra- kaybetmeye başlamıştır. Sunni müslümanlık Kırım tatar hanları vasıtası ile Çerkesler arasında yayılmıştır. Ancak Çerkeslerin çoğu 19. yüzyılın sonuna kadar geleneksel pagan inançlarını korumuşlardır.

Antik çağlardan 18. yüzyıla kadar pek çok devlet ve istilacı Çerkeslerin ülkesine saldırdı: Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar, Hunlar, Hazarlar, Moğollar, İranlılar, Araplar, Kırımlılar…. Tüm bu saldırılara karşı Çerkesler vatanları ve özgürlükleri için kahramanca savaştı, geri çekilmek zorunda kaldıklarında Kafkas Dağlarının erişilmez vadilerine sığındılar.

Rus istilasına karşı Çerkesler 1763 ve 1864 yılları arasında yüzyıldan fazla direndi. 1860'larda direnişin kırılması büyük soykırım ve sürgüne dönüştü. Kara Deniz üzerinden Osmanlı topraklarına gerçekleşen sürgünde nüfusun büyük bir kısmı yaşamını kaybetti. Sürgün sonucu günümüzde pek çok Çerkes Türkiye, Suriye, Ürdün ve İsrail’de yaşamaktadır. Çarlık rejimi, boşaltılan ve yakılıp yıkılan Çerkeslerin topraklarına Rus, Ukraynalı, Ermeni, Gürcü ve diğer topluluklardan insanlar yerleştirildi.

Kafkasya’da 1922 ve 1991 yılları arasındaki Sovyetler Birliği döneminde, çeşitli özerk cumhuriyet ve bölgeler kurulmuştur. 1991 yılına gelindiğinde Adığey, Karaçay Çerkes, Kabardey Balkar, Kuzey Osetya, Çeçen-İnguş ve Dağısatan Rusya SFSC'nde, Abhazya ve Güney Osetya ise Gürcistan SSC'de yer alıyordu. Mayıs 1991'de Çeçen –İnguş Cumhuriyeti barışcıl biçimde Çeçen Cumhuriyeti ve İnguş Cumhuriyeti olarak ikiye ayrıldı.

Çeçen Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından 1994 yılında Rusya Federasyonu askeri müdehalede bulundu. Halen devam eden acımasız savaş sonucu binlerce masum sivil yaşamını yitirdi. Milliyetci Gürcü kuvvetlerinin 1990 başlarında gerçekleştirdikleri saldırılardan sonra Abhazya ve Güney Ossetya bağımsızlarını ilan etmişlerdir. Abhazya ve Güney Osetya BDT’nin uyguladığı sıkı ambargo ve Gürcistan’ın sürekli askeri tehditlerine rağmen 15 yılı aşkın bir süre varlıklarını devam ettirdiler. Ağustos 2008 tarihinde Gürcistan’ın Güney Osetya yaptığı saldırının ardından, bu devletlerin bağımsızlıları, aralarında Rusya Federasyonu’nun da olduğu bazı devletler tarafından tanınmıştır.